Aynı hayalleri paylaşan Ellie ve Carl daha çocukken birbirlerini bulur ve birbirlerine sımsıkı sarılırlar. Arkadaş olarak başlayan ilişkileri aşka dönüşür ve evlilik düşüncesiyle hayatlarını birleştirme kararı alırlar. Maceracı yapısıyla yerinde duramayan Ellie’nin en büyük hayali Güney Amerika’da ki Cennet Şelaleleri’ne gitmektir. Ünlü kaşif Charles F. Muntz ise bu sevimli çiftin hayranı olduğu adamdır.

İkisinin de hayali olan bu gezi aslında Ellie için planlanmıştır. Çünkü Carl daha çocukken ona bu hayali için yardımcı olacağına söz vermiştir. Çocuğu olmayan çift  bu hayale kavuşmak için sürekli para biriktirirler ancak daha acil işler için paraları harcamak zorunda kalırlar. En sonunda her şeyi göze aldıkları anda hiç beklemedikleri bir şekilde Ellie ölür ve Carl hayatta yapayalnız kalır.

Afişleri süsleyen, uçan balonlarla evi uçurma fikri de işte tam bu anda ortaya çıkar. Carl tek aşkı Ellie’nin hayalini gerçekleştirecektir. Tek başına çıkmayı planladığı bu seyahatte yanında beklenmedik bir misafir bulur. Bu misafir, küçük izci Russell’dan başkası değildir. Başta Russell’a çok kızan Carl tek başına geçen onca yıldan sonra bir arkadaşa ihtiyacı olduğunun farkına varır. Ve beraber Ellie’nin hayalini gerçekleştirmek için yola çıkarlar. Görsellik ve senaryo oldukça tatmin edici. Puanlama yapacak olursak 5 üzerinden 4.5 diyebiliriz.