Yusuf Atılgan Anayurt Oteli adlı eserini 1973 yılında
yayınlamıştır. Edebiyatımızda çok önemli bir yeri olan ve mutlaka
okunması gereken kitaplar arasında bulunan Anayurt Oteli’nin
enteresan bir dili vardır. Psikolojik bir yabancılaşma durumunu ve
bunun sonucunda farkında olmadan gelen yalnızlığı, çok doğal ve çok
yalın ve bir o kadar da etkileyici bir dil ile anlatan bir romandır.
Modern Türk edebiyatında ilk sırada yer alan bu eser 1987 yılında
Ömer Kavur tarafından beyaz perdeye de aynı isimle aktarılmıştır.
Anayurt Oteli’nin en önemli kahramanı oteli işleten Zebercet’tir. Zebercet 162 cm boyunda, 54 kg ağırlığında, 33 yaşında, yaklaşık iki yıldır karın kasları gevşemiş, başı bedenine göre bir hayli büyük, geniş alınlı, kahverengi saçlı,7 aylık doğduğu için epeyce küçük elli bir otel işletmecisidir. Tekdüze ve sıradan bir yaşamı vardır. bir gün otele gecikmeli Ankara treni ile bir kadın gelir. 26 yaşlarında, kara kaşlı, kara gözlü, büyük göğüslü,uzun kirpikli,kaşlarının bir kısmı alınmış,sivri burunlu ve ince dudaklı bir kadındır bu. Otelde bir gece kalır. Ve Zebercet’in aklını başından alır. Kadın gittikten sonra Zebercet kadının kaldığı odanın bozulmasına müsaade etmez. Her gün o odayı ziyaret eder. Zamanla Anayurt Oteli’nin, gecikmeli Ankara Treni ile gelen kadının kaldığı odasında uyumaya ve neredeyse orada yaşamaya başlar. Yusuf Atılgan romanda büyük bir incelikle çok zarif ve çok detaylı tasvirler yapmıştır. Bu tasvirler nedeniyle de roman çok ilgi görmüştür.
Gecikmeli Ankara treni ile gelen kadının yeniden otele gelip Zebercet ile karşılaşma sahnelerini defalarca ve defalarca kafasında canlandıran Zebercet, insanın tekdüze bir yaşamda bile küçücük bir umutla nasıl yaşabileceğini anlatıyor bizlere. Anayurt Oteli Yusuf Atılgan’ın en güzel romanlarından biridir.
Anayurt Oteli’nin en önemli kahramanı oteli işleten Zebercet’tir. Zebercet 162 cm boyunda, 54 kg ağırlığında, 33 yaşında, yaklaşık iki yıldır karın kasları gevşemiş, başı bedenine göre bir hayli büyük, geniş alınlı, kahverengi saçlı,7 aylık doğduğu için epeyce küçük elli bir otel işletmecisidir. Tekdüze ve sıradan bir yaşamı vardır. bir gün otele gecikmeli Ankara treni ile bir kadın gelir. 26 yaşlarında, kara kaşlı, kara gözlü, büyük göğüslü,uzun kirpikli,kaşlarının bir kısmı alınmış,sivri burunlu ve ince dudaklı bir kadındır bu. Otelde bir gece kalır. Ve Zebercet’in aklını başından alır. Kadın gittikten sonra Zebercet kadının kaldığı odanın bozulmasına müsaade etmez. Her gün o odayı ziyaret eder. Zamanla Anayurt Oteli’nin, gecikmeli Ankara Treni ile gelen kadının kaldığı odasında uyumaya ve neredeyse orada yaşamaya başlar. Yusuf Atılgan romanda büyük bir incelikle çok zarif ve çok detaylı tasvirler yapmıştır. Bu tasvirler nedeniyle de roman çok ilgi görmüştür.
Gecikmeli Ankara treni ile gelen kadının yeniden otele gelip Zebercet ile karşılaşma sahnelerini defalarca ve defalarca kafasında canlandıran Zebercet, insanın tekdüze bir yaşamda bile küçücük bir umutla nasıl yaşabileceğini anlatıyor bizlere. Anayurt Oteli Yusuf Atılgan’ın en güzel romanlarından biridir.