Yıllar önce yapılan hata için af istenir mi? Peki bu af kabul edilir mi?

            Peri, Nalbantoğlu ailesinin son ve tek kız çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. İki abisi vardır. Büyük olan Umut, küçük olansa Hakan’dır. Babası hemen her gece arkadaşlarıyla toplanır ve birkaç kadeh tıklatır. Annesi ise bu muhabbetten çok uzaktır. Çünkü o tarikata üye olmuş ve dini bütün olarak yaşamaya karar vermiştir.

            Peri hayatı boyunca hep annesi ile babası arasında kalır. Aşırı solcu olan ve bir gün bundan dolayı ceza alacak olan abisi Umut babasının tarafında, milliyetçi ve dinine bağlı olan Hakan ise annesinin tarafındadır. Peri ne kadar tercih yapmak istese de yapamaz. O ne dini umursamadan yaşayabilir ne de annesi gibi dinine çok bağlı olarak… Domuz etine elini sürmez ancak şarap içmekte sakınca görmez.

            Annesi ile babasının bitmeyen kavgaları Peri’yi her geçen gün daha içine kapanık yapar. Odasına kapanır ve saatlerce sadece kitap okur. Derslerine verir kendini. Belki de bundandır ki derslerinde çok başarılı olur. Babasına daha yakın olduğunu kabul eden Peri, bir süre sonra babasının çok istediği bir şeyi gerçekleştirecektir. Mensur Bey bu konuda çok gururlanırken anne Selma Hanım kızı için çok endişelenir. Bu olay Peri’nin Oxford’a kabul edilmesidir.

            Yine tartışmalar arasında Peri anne ve babası tarafından okuluna getirilir, yurduna teslim edilir. Peri burada ilk olarak Şirin’le tanışacaktır. Yapı olarak Peri’den çok farklı olan Şirin yine de Peri tarafından çok sevilecektir. Daha sonra Mona ile tanışır. Hepsi müslümandır ancak Şirin dini gereksiz görmekte Mona ise dinine aşık olmaktadır. Peri ise aradadır. Yani kendi deyimiyle arafta… onlar Havva’nın üç kızıdır. Münkir, mümin ve mütereddit. Günahkar, inanan ve şaşkın.

            Şirin sayesinde Peri hayatını değiştirecek bir adamla tanışır. Profesör Azur. Üniversitede ‘Tanrı’ isminde bir dersi vardır. Peri de bu derslere katılır. Kısa bir zaman sonra Peri neredeyse 15 sene boyunca sırtında taşıyacağı bir hata yapar.

            Elif Şafak bu kitabında Tanrı felsefesi üzerinden romanını yazmış. Pek çok eski kelime kullanmaktan kaçınmamış. Sorgulayan kadını anlatmış.