Her zaman James Bond ile kıyaslanmıştır bıçkın delikanlımız Jason Bourne. Ama bu kıyaslamalarda kendisi her zaman bir tık önde olmuştur. Bunun birçok sebebi vardır elbette fakat bana göre, James Bond'un züppe, ukala tavırlarının yanında Jason abimizin gayet efendi, mütevazı bir şekilde takılmasıdır. Öyle James Bond gibi düşmanlarıyla iki saat alay edip küçümsemiyor, iki yumrukta bakıyor icaplarına ve yoluna devam ediyor. Ama ne yazık ki bu yol kendisi için oldukça sancılı başlamıştı. Gerçek adı David Webb iken CIA tarafından özel program kapsamında "Süper Ajan" eğitimine tabii tutulan David Webb, artık Jason Bourne olmuş, düşmanlara korku salmaktadır. Öyle ki kendisi yakın dövüş, silah kullanma, iz kaybettirme konusunda 99 level olmuştur. 

Her şey yolunda giderken Jason abimiz kendisinin kullanıldığını fark eder ve CIA'ye rest çeker. Bir Hollywood klişesi olarak elbetteki bu resti Jason'a pahalıya patlayacaktır ve kendisi CIA tarafından hain ilan edilecektir. Bu andan itibaren kendisine karşı CIA tarafından tam 5 film sürecek insan avı başlatılmıştır. Bu da demek oluyor ki tam 5 film (Bourne Legacy hariç fakat o filmin arka planında da insan avı devam ediyordu.) boyunca aynı konu işleniyor. 

Önceki filmleri izleyenler için kötü bir haberim var. Bu filmde yeni bir şey yok. Eski olaylara benzer konular işleniyor yine. Sadece mekan ve oyuncular değişik. Öyle ki Matt Damon abimiz olaydan oldukça sıkılmış, sanki okey masasından zorla kaldırılıp sete getirilmiş edasıyla oynuyor. Hatta kendisi bir sonraki filmde yer almak istemediğini de belirtmiş. Ama yine de seriyi tamamlamak adına izlenebilir bu film.  Öyle ki Bourne Legacy rezaletinden sonra ilaç gibi gelecektir bu yeni film. 

Yeni filmde Matt Damon'a, Tommy Lee Jones, Vincent Cassel ve Alicia Vikander eşlik ediyor. İlk filmden beri seride olan Julia Stiles ise Nicky Parsons rolüyle bu filmde de yerini alıyor. Ve yine her seride olduğu gibi Moby - Extreme Ways bizi bu filmde de yalnız bırakmıyor. Her filmin sonunda çalan bu şarkı adeta tüyleri diken diken ediyor her seferinde.

Tolga Yüce