Kitap Yorumu: Dönüşüm || Franz Kafka
Ekim 20, 2016Gregor Samsa, bir sabah, huzursuz edici rüyalarından uyandığında, devasa bir böceğe dönüşmüş olarak kendini yatağında buldu. Bir zırh kadar sert sırtının üzerine uzanmış, öylece duruyordu. Kafasını biraz kaldırıp baktığında, kahverengi bir kubbeyi andıran, boğum boğum olmuş ve tıpkı sırtı gibi sertleşmiş karnını gördü. Üzerindeki battaniye ha düşmüş ha düşecek gibiydi. Devasa vücuduyla kıyaslandığında acınacak derecede ince olan çok sayıda bacak, gözlerinin önünde umutsuzca çırpınıyordu.
Bakışlarını pencere yönüne çevirdi. Kasvetli hava(metal pencere pervazına çarpan yağmur damlalarının sesini duyabiliyordu) Gregor'u melankolik bir ruh hali içerisine sokmuştu. "Neden uyumaya devam edip tüm bu saçmalığa bir son vermiyorum," diye düşündü. Ama bu son derece mantıksız bir düşünceydi, zira o, hep sağ yanının üstünde uyurdu ve içerisinde bulunduğu durum göz önüne alınacak olursa, kendini döndürebilmesi pek mümkün gözükmüyordu.
Sağa dönmeyi ne kadar denerse denesin kendini hep aynı sırtüstü pozisyonda buluyordu. Herhalde gözlerini kapayıp (böylece kımıl kımıl hareket eden bacaklarını görmek zorunda kalmayacaktı) yüz kere denemiş olmalıydı. Ve yan tarafında daha önce hiç hissetmediği hafif bir sızı hissettiğinde daha fazla denememeye karar verdi.
(Tanıtım Bülteninden)
Yorumum:
Kafka'yı ve kitaplarını çok duydum ve ilk defa bir kitabını okudum. 'Dönüşüm'ü seçmemin diğer bir sebebi ise kısa bir kitap olması.
Kitap kısa- klasik öykü türünde. Ancak kısa bir roman bile diyebilirim. Yazarın dili ise oldukça akıcı ve kitap hemen bitti...
Yazar, Gregor Samsa'nın hayatındaki bir dönüşümü ele almış. Gregor Samsa bir sabah uyandığında yataktan kalkmakta oldukça zorlanır ve devasa bir böceğe dönüştüğünü farkeder. Kafka, bu durumun sonrasında ise Gregor Samsa'nın patronunun ve ailesinin bu durum karşısındaki düşünsel değişimlerini ele almış.
Kitap aslında olayın felsefi yönünü ele almış. Kısacık bir öykü kitabı olsa da anlatmak istediği çok şey var. Yazıldığı zamanın toplumsal ve düşünce yapısını irdelese de şu an da düzen aynı şekilde devam ediyor.
İş yerimizde, okulumuzda ya da dünyanın herhangjh bir yerinde olalım insanlar bizden yararlanabildiği ölçüde bizi önemsiyor ve seviyor (!) Onların her dediğini, her istediğini yaparsak iyiyiz yoksa kötüyüz. Bir kere o kişilerin istediğini yapmayın işte o zaman muhatap olduğunuz kişinin düşünceleri ve tutumları değişecektir. Bu durum her yerde aynıdır.
Ya da diyelim ki bir kişiye çok yardımınız bulundu ve o sizin en yakın dostunuz. Size bir şey olsa -mesela hasta oldunuz- bir gün iki gün yanınızda olur, üçüncü gün surat asmaya başlar, dördüncü gün yakınmaya başlar ve beşinci gün çeker gider.
Yani bu toplumum zorunluklarına uymalısınız. Çok çalışmalısınız, kimseye muhtaç olmamalısınız ve kendinizi düşünmek bir yana daima başkalarını düşünüp onların gereksinimlerini karşılamak zorundasınız. Yoksa ne mi olur Gregor Samsa gibi bir başkalaşım geçirirsiniz, toplumda dışlanırsınız ve kimse yüzünüze bile bakmaz.
Böyle bir toplum yapısını savunuyor muyum? ASLA!
Peki uyuyor muyum? Herkes kadar.
Yazarı: Franz Kafka
Yayınevi: Panama Yayınları
Sayfa Sayısı: 88
Baskı Yılı: 2015
Çevirmen: Emre Alagöz
Tuğba Kırca
0 yorum